Fedakarlık Adı Altında Nelerini Feda Ettin?

Hep kendini feda ettin. Evine baktın, eşine baktın, işine baktın. Bunlar yetmezmiş gibi bir de çevrendekilerin yardımına koştun. Bunca sene geldi geçti ve kendin için hiçbir şey yapmadın. Durup, düşünüp bir kere olsun ben ne yapmak istiyorum diye sormadın kendine. Gün geldi ve çevrende biriktirdiğini sandığın arkadaşların, ailen, eşin el uzattığın herkes senin onlara ihtiyacın olduğunda “sen nasıl olsa güçlüsün kendin halledersin” dediler. Ve anladın ki hayatta aslında yalnızsın. Kendinden vererek yaptığın fedakarlıklar senin görevin olarak algılanmaya başlanmış. İşte tam da o an da 40 yılınızın boşa geçtiğini düşündüğünüz, başkaları için yaşadığınızı fark ettiğiniz o an da dünyada kaybolduğunuzu hissettiniz. Ne acı değil mi? Hiçbir zaman hiçbir şey için, yaşamak için, değişmek için geç değildir ama geleceğinizi, şu anınızı başkalarının mutluluğu için kendinizden vererek heba etmeyin. Bu bağlamda “hayır” kelimesini kullanabilmek ve sınır çizebilmek aslında hayati önem taşıyor. Feda-kar kelimesine bir bakın. Bir tarafın feda ederken diğer tarafın kar etmesi. Hayır feda etmeyin. Unutmayın, feda etmeden de çevrenizdekileri mutlu etmeniz mümkün.