top of page

Sağlıklı Kıskançlıkla Sağlıksız Kıskançlık


Sahip olma dürtüsü kıskançlık sebeplerimizin temelidir. Bizde olmayanı kıskanıyoruz. Sahip olamadığımız konumu, parayı, eşyayı, güzelliği. Bizim sahip olduğumuz özellikleri ise başkaları kıskanıyor. Kıskançlığın bir sonu yok.

Aslında kıskançlık; sevgi, özlem, öfke, nefret kadar doğal ve hissedilmesi gereken insancıl bir duygudur. Belli bir sınıra kadar da yararlıdır aslında. Kıskandığımız için daha çok çalışırız, emek harcarız, elde ederiz. Lakin geçmemesi gereken bir sınır vardır. Kine ve hasete dönüştüğü zamandır bu.

Peki arkadaşımızın başkasıyla arkadaşlığını neden kıskanırız? Kaybetme korkusundan olabilir mi? Başkasını sizden daha çok sevme olasılığı, geri planda kalma kabusunuzdan. Hepimiz önemsenmeyi dileriz. Hepimiz önemliyizdir. Öz güven eksikliği kıskançlığın sınırı aşmasına sebep olabilir. Bunun yanı sıra küçükken öğrendiğimiz sevme şekli de kıskançlığın başka bir sebebidir. Küçük yaşta sevdiğiniz insanları kıskanmanız gerektiğini öğrenmiş olabilirsiniz. Hayatı algılama şeklimiz olan şemalara sahibizdir.

Sevgi için bir şema ve içerisinde bir sürü farklı kelime bağları hayal edin. Sevgi sizin için kıskanmanız, korumanız, kontrolü elinizde hissetmeniz gereken bir alandır. Çocukluğunuzda ve genç erişkinlik döneminizde güvenle ilgili sıkıntılı yaşam tecrübeleri edinmiş olabilirsiniz, terk edilme korkusu bilinç dışınıza yerleşmiş olabilir. Hayali bir terk edilmeden kaçınmak için kontrolü elinizde tutmaya çalışıyor, bu sebeple partnerinizi bir çok açıdan kısıtlıyor olabilirsiniz. Bu durum ilişkiyi kendini gerçekleştiren kehanet dediğimiz bir döngüye sürükler. Terk edilmemek için partnerinizi bir çok alanda kısıtlarsınız. Yapmaktan zevk aldığı hobilerini yapmaya devam etmesine engel olabilirsiniz. Bu gibi durumlarda sınır ihlaline girdiğiniz ve partnerinizin yaşamdan zevk aldığı durumları ortadan kaldırdığınız için ilişkiniz sıkıntıya düşer. Sizin fazla kısıtlayıcı tavırlarınızdan bunalan partnerinizi aslında korktuğunuz ayrılığın eşiğine istemeden de olsa kendiniz yaklaştırmış olursunuz. Eğer söz konusu olan kıskançlık burada anlatıldığı dereceye ulaşmış ise, ilişkiniz daha fazla dara girmeden acil bir önlem almanız ve bir psikologla çift terapisine başlamanız şarttır.

Biyolojik açıdan eşimizi ya da sevdiğimizi kıskanma sebebimiz ise araştırmalara göre o kişiden çocuk sahibi olma kararımızdan kaynaklanır. Çocuğumuzun genlerini alması için seçtiğimiz, bizim nezdimizde sağlıklı görünen kişilere aşık oluruz ve bu kişiyi kaybetme korkumuz aslında çocuğumuzu koruma içgüdüsünden kaynaklanır. Erkeklerin 90/60/90 beden ölçülerine sahip kadınları beğenme sebebi de aslında bu ölçülerin kadının doğurganlığını temsil ettiği için iç güdüseldir ve aynı zamanda çocuklarını koruyacak bir anne adayına aşık olma eğilimdelerdir. Kadınların annelik iç güdüsü erkeklere oranla fazla olduğu için de kıskanma oranı erkeklere kıyasla daha yüksek çıkmıştır. Aynı şekilde hamile kalma yetisine sahip olan kadınlarda oksitosin dediğimiz bağlılık hormonu salgılanması yüksek olduğundan kadınlar erkeklere kıyasla daha çok bağlanmaktadır.

Kıskanmamızın sebebini tek bir duruma bağlayamayız. Bir çok faktörün birleşiminden oluşur ve bizim kıskançlık düzeyimizi belirler. Unutmayın sağlıklı kıskançlık hepimizde bulunması gereken, bizi ileriye götüren bir motivasyon aracıdır. Ama sağlıksız kıskançlık, tarihte işlenmiş ilk cinayetin sebebidir. Ayrılık doğurur, bencilliğe gebedir. Kıskançlık seviyenizin normalin üzerinde olduğunu düşünüyorsanız mutlaka bir uzmandan yardım almalısınız.

Opmerkingen


İstanbul, Bakırköy, İkitelli

|

|

Tel: 0212 830 50 54

  • Instagram Social Icon

|

|

#Sağlığımveben

#Koruyucuruhsağlığı

|

@busegozcu © 2015 Tüm hakları saklıdır.

bottom of page